Fransız Rivierası, Fransa'nın Akdeniz kıyısının bir bölümüne verilen ad. Bu ad, Türkçe'ye İngilizce'den gelmiş. Fransızca'daki adını şair Stephen Liegeard'ın 1887'de La Cote d'Azur adıyla yayınlanan kitabından almıştır. Gök mavisi kıyılar anlamındaki Cote d'Azur, Toulon'dan İtalya sınırındaki Menton'a kadar olan kısmı kapsar. Dünya sosyetesinin tercih ettiği cıvıl cıvıl limanlarıyla Akdeniz şehirleri ve kasabaları, plajları, lavanta bahçeleri, daracık sokakları ile Ortaçağ kasabalarıyla gezilecek, görülecek pek çok yer olmasından dolayı, seyahat öncesi bir plan yapmakta fayda var. İklim nedeniyle her mevsim gezmek mümkün, tabi nasıl bir tatil istediğinize bağlı. Eğer deniz, kum ve güneş de olsun diyorsanız, yoğun bir tatilci nüfusu da göze alarak yazı tercih etmelisiniz. Ya da bizim gibi sadece gezelim derseniz, daha sakin bahar ve kış çok uygun. Cote d'Azur gezimizde Nice uçup, Nice merkez olmak üzere, günübirlik gidiş gelişlerle, Grasse, Cannes, St. Tropez, Eze ve Monaco olarak planladık.
NİCE
Fransa'nın beşinci büyük şehri ve Fransız Rivierası'nın başkenti Nice, masmavi Baie des Anges yani ''Melekler Körfezi''nin etrafında kurulmuş. Nice Fransız Rivierası'nı keşfe başlamak için en isabetli nokta. Eğer Nice uçup, gezinize başlıyorsanız, havaalanından şehre ulaşım için 98-99 no'lu otobüsleri kullanabilirsiniz. Şehir içi ulaşım içinse bol bol yürümenin dışında, gereken yerler için (Lignes d'Azur) otobüs ve tramvay kullanabilirsiniz. Bunun için Lignes d'Azur uygulamasını telefonunuza indirirseniz otobüs saatleri ve duraklar size kolaylık sağlar.
Biz de havaalanından 98 no'lu otobüsle Promenade des Anglais üzerindeki otelimize ulaştık.
Ama önce biraz şehrin tarihi,
Şehrin kurulduğu toprakların, Avrupa kıtasındaki ilk yerleşim yerlerinden biri olduğu düşünülüyor. Bir arkeoloji projesi kapsamında yapılan kazılarda bölgede ateşin ilk kullanımına dair bulgular elde edilmiş. M.Ö. 350 yılında Yunanlılar tarafından ele geçirilen şehir,adını zafer tanrıçası Nike'den almış. Nice stratejik konumu ve doğal limanı nedeniyle çağlar boyu çok kez el değiştirmiş. En son İtalya'nın hakimiyeti altındayken yapılan referandumla, Fransa'nın daha güçlü ve zengin olması nedeniyle, 1860'da Fransız topraklarına katılmış. Eski şehir bölgesindeki evlerin mimari yapısında ve yemeklerinde İtalyan etkisini görmek mümkün.
Doğal güzelliği ve ılıman Akdeniz iklimi nedeniyle 18. yüzyılın 2. yarısından itibaren İngiliz aristokratlarının ilgisini çekmiş. Bu zamana kadar Fransa'nın okyanus kıyısındaki Biarritz ve çevresindeki yerleri daha yakın olması nedeniyle tercih eden İngiliz aristokratlar, demiryollarının da yapımıyla kışlarını geçirmek için Nice' i tercih etmeye başlamışlar. Hatta Akdeniz'e paralel uzanan ana yürüyüş yolu PROMENADE DES ANGLAIS (İngiliz Yürüyüş Yolu) adını, o tarihlerde şehri keşfedip, en gözde tatil yeri yapan İngilizlere ithafen almış.
Nice'in yeşil doğası, masmavi denizi ve ılıman iklimi ilham arayan sanatçılara da cazip gelmiş. Marc Chagall, Henri Matisse gibi ressamlar burada pek çok sanat eseri üretmişler. Bu eserlerin bir kısmını MUSEE MARC GHAGALL, MUSEE MATISSE ve MUSEE DES BEAUX-ARTS'da görülebilir.
Günümüzde ise, geçmişteki aristokrat ve sanatçıların yerini ünlü sinema ve müzik yıldızları ya da turistler almış. Nice, Paris'ten sonra Fransa'nın en fazla turist çeken ikinci şehri.
Artık haritamızı alıp, şehri keşfe başlayabiliriz.
Promenade des Anglais
HOTEL NEGRESCO'nun tarihi 1900'lerin başına uzanmakta. Romanyalı genç iş adamı Henri Negrescu, dünyanın en güzel otelini yapma isteğiyle, çok sevdiği Nice'de Promenade des Anglais üzerinde denize nazır bir yer alır ve dönemin en iyi mimarlarıyla anlaşır. Aralarında Gustave Eiffel'in de bulunduğu bir grup mimarla çalışır. 1913'de kapılarını açan otel, kralları, kraliçeleri, kontları, dükleri ağırlar. İkinci Dünya Savaşı sırasında hastane olarak kullanılır. Fransa'nın tarihi milli eserleri arasında bulunan otel, 100'ün üzerinde Rönesans resimlerinden ve çağdaş eserlerden oluşan bir kolleksiyona da sahip.
Promenade des Anglais boyunca yürüyüp, mevsim nedeniyle açık olmayan meşhur mavi şezlonglu plajların yanından geçiyoruz. Plajlar açık değil ama güzel, ılıman hava nedeniyle kumsalda öğle yemeği için hazırlık yapılıyor.
VIEUX NICE, yani Eski Nice. 1920'lere kadar şehrin ortasından geçen Paillon Nehri'nin altında, ulaşılması zor bir yerde kalmış Eski Nice. Bu nedenle şehrin en eski ve tarihi bölgesi olarak kendini koruyabilmiş. Ancak nehrin kurutulması ile bölge daha kolay ulaşılabilir bir yer olmuş ve turistik bir merkez haline gelmiş. Dar sokaklar, bitişik birbirine yakın binalarda İtalyan etkisi çok hissediliyor.
COURS SALEYA, eski şehirde hergün meyve, sebze ve çiçeklerin satıldığı bir pazar kuruluyor. Sadece pazartesi günleri aynı yerde antika pazarı kurulmakta. Çiçekler, sabunlar, yerel lezzetler bulabilirsiniz. Akşamları ise restoran ve kafelerin masa ve sandalyeleri ile doluyor.
PARC DE LA COLLINE DU CHATEAU, tarihi şehrin güzel, dar sokakları arasında yürüyerek, şehri kuşbakışı seyredip, fotoğraf çekilebilecek tepeye çıkmak için, merdivenlere ulaştık. 15 dakikalık bir yürüyüşle tepedeydik. Buraya sahilden ücretsiz asansörle de çıkmak mümkün. Biz dönüşte asansörü tercih ettik. Tepede güzel manzara dışında, yaz sıcaklarında keyifle, serin serin oturulcak bir park, yapay şelale ve bir mezarlık bulunmakta. Kayalıklar üzerine savunma amaçlı bir kale yapılmış ancak zaman içerisinde yıkılmış.
Tepeden aşağı inebileceğiniz asansör
Sahilde asansörün bulunduğu yer
Nice Limanı
PLACE MASSENA, Massena Meydanı daha önce şehrin ana trafik hattının geçtiği, otobüs ve taksi duraklarıyla yoğun, gürültülü bir merkezmiş. 2007'de bitirilen bir çalışma sonrası trafiğe kapatılmış. Etkinliklerin ve festivallerin düzenlendiği bir meydan olmuş. Meydanın hemen başında ise Apollo'nun heykelinin olduğu bir havuz bulunmakta.
Meydanın bir tarafında Albert 1 Parkı, diğer tarafı ise kurutulmuş nehir yatağı üzeri ağaçlarla dolu Promenade des Arts. Buradaki fıskiyeler yazın çoçukların serinleyip, oyun oynadığı bir yer. Ayrıca geceleri de ışıkla birlikte fıskiyeler, görsel bir şölen yapıyor. Bu yolun sonunda ise modern sanat müzesi MAMAC yer alır. Meydanın diğer ucunda ise şehrin en büyük bulvarlarından AVENUE JEAN MEDECIN uzanır. Şehrin alışveriş caddesi de denebilir.
Place Massena projesi kapsamında yapılan, Katalan sanatçı Jaume Plensa'nın yedi direğin üstünde duran yedi insan heykeli, yedi kıtada yedi insanı simgeler. ''Conversation a Nice'' isimli çalışma hava kararınca renklenmekte.
LA TETE AU CARRE, yani KARE KAFA. Fransız heykeltraş Sacha Sosono'nun 28 metre yükseliğindeki heykeli Kare Kafa, Mamac'ın hemen arkasında ve kütüphane Bibliotheque Luis Nucera'nın yönetim merkezi. Ağız hizasından kesilen bir insan büstünün üstünde, 4 katlı bir kutu görünümünde. Çağdaş sanatın Nice'deki en karekteristik yapılarından biri.
Garibaldi Meydanı
Savaş Anıtı, 1. Dünya Savaşında hayatını kaybeden Nice'liler için yapılmış.
Gitiğimiz dönemde her yerde mis kokulu mimozalar açmıştı.
Bütün bu anlattığım yerleri yürüyerek gezmek mümkün. Ama ben yürüyemem derseniz, Albert Jardin Bahçesinin bittiği yerde Petit Train'e binebilir ve 45 dakikalık bir turla görebilirsiniz.
Bu arada doğruluğu tartışılmakla birlikte bir hikayeyi de anlatmadan geçemeyeceğim. 1543'de
1. François, Kutsal Roma İmparatorluğu'na karşı Kanuni'den yardım ister ve Kanuni de Barbaros Hayrettin Paşa komutasında yüz on gemi yollar. Fransız gemileri ile birlikte Marsilya ve Toulon'dan hareket Osmanlı gemileri, Savoy Dükalığı sınırları içinde olan Nice'i ele geçirse de küçük bir kaleyi alamaz.Bu arada kışın yaklaşması nedeniyle Barbaros Hayrettin Paşa, Fransız donanması komutanına kuşatmayı kaldıracağını bildirir. Osmanlı donanması kuşatmayı kaldırıp, Toulon'a doğru yola çıkar. Bu arada yaklaşık 2 hafta boyunca kuşatma altında olup, kaleyi teslim etmeyen Niceliler, efsane haline gelmiş bir olaya tanık olurlar. Catherine Segurane adlı çamaşırcı kadın, burçlardan birinde bayrak tutan bir askerin kafasına elindeki çamaşır tahtasını vurup, bayrağı alır ve rivayete göre burçların üzerine çıkıp, Osmanlı askerlerine arkasını dönüp, eteğini indirerek poposunu gösterir. Bazı kaynaklar Osmanlı askerinin bir kadınla başedemeyip, kuşatmayı kaldırdığını söylese de, asıl nedeni gelen kıştır.
Ancak bu efsane kuşaktan kuşağa anlatılır ve 1923'de Nice Limanı yakınlarına bir kabartma heykeli yapılır. Fransızlar her yıl 25 Kasım'daki ''Aziz Catherine Günü''nde heykelin önünde tören yapıp, çamaşırcı Catherine Segurane'yi Nice kurtaran kadın olarak anarlar.
Bu arada kuşatmadan kalan Osmanlı donanmasının güllelerine, Vieux Nice'in ara sokak duvarlarında rastlamak mümkün.
YEME-İÇME
Deniz ürünlerinin baştacı edildiği, zeytin, zeytinyağı ve sarımsakla bolca karşılaşacağınız sağlıklı bir mutfak Nice mutfağı.
Ünlü Nice salatası Salade Niçoise, haşlanmış yumurta, turp, yeşillikler ve ton balığı ile servis ediliyor ve bize hiç uzak olmayan bir salata.
Pissaladiere, pizza hamuruyla yapılan zeytinli, soğanlı ve ançüezli bir antre.
Bouillabaise, Güney Fransa'nın ünlü balık çorbası.
Socca, nohut unu, su ve zeytinyağından yapılmış bir nevi krep.
Yerel Güney Fransa şarapları ve Nice'in favori içkilerinden tıpkı rakı gibi anasonlu ve su katıldığında rengi sarı olan Pastis.
Nice gezimizi bitirdikten sonra, bir günümüzü Eze ve Monaco'ya ayırdık. Garibaldi Meydanı'na yakın Boyer durağından bindiğimiz Lignes d'Azur'un 82 no'lu otobüsüyle çok güzel manzarasıyla, denizden 500 metre yüksekte kurulmuş, kartal yuvası, güzel ortaçağ köyü Eze Village gittik. Eze'ye trenle de gitmek mümkün ancak tren sahilde bıraktığı için 1,5-2 saatlik bir yürüyüşle Eze Village ulaşılıyor. Bu nedenle otobüsle gitmenizi öneririm. Yarım gün Eze'yi gezdikten sonra (Eze gezisi yazım için buraya tıklayabilirsiniz), Monaco'ya gitmek için Eze'de otobüsden indiğimiz duraktan 112 no'lu otobüse bindik.
(Monaco gezisi yazım için buraya tıklayabilirsiniz) Vatikan'dan sonra 2. küçük ülke olan Monaco'yu da gezmek için yarım gün yeterli.
Bir diğer günümüzde ise St.Tropez ve Cannes'da gezdik. St. Tropez'e ulaşım Fransız Rivierası olarak adlandırılan sahil boyunca yer alan diğer yerleşim yerlerine göre biraz daha zor. Çoğuna tek bir trenle ya da otobüsle ulaşırken, St. Tropez'e direkt bir ulaşım aracı ne yazık ki yok. Nice - St . Raphael arası otobüs ya da trenle, St. Raphael'den ise otobüs ya da tekne ile St. Tropez'e gidilebilir. Ayrıca Nice'den kalkan gemilerle de ulaşmak mümkün, mevsime bağlı olarak. Biz trenle Nice'den St. Raphael'e gidip, tren istasyonunun hemen arkasından 7601 no'lu otobüsle St. Tropez'e ulaştık. (St. Tropez gezi yazım için buraya tıklayabilirsiniz) Yazın çok kalabalık olan ve trafiğin yoğun olduğu, St. Tropez, gittiğimiz mevsim nedeniyle çok sakindi. St. Tropez'i gezip, bir yemek molasından sonra trenle Cannes'a geçtik. ( Cannes gezi yazım için buraya tıklayabilirsiniz)
Bir diğer gün de ise dünya parfüm endüstrisinin merkezi olan, lavanta, mimoza, yasemin ve gül bahçeleriyle çevrili Grasse'a gittik. Nice'den Lignes d'Azur'un 500 no'lu otobüsüyle yaklaşık 1 saat 20 dakikada ulaştık. (Grasse gezi yazım için buraya tıkayabilirsiniz)
Fransız Rivierası seyahatimizde, biz bu yerleri gezmeyi tercih ettik. Siz seyahat sürenize bağlı olarak gezeceğiniz yerleri artırabilirsiniz. Çünkü gezip görmek için çok fazla alternatif var...
(Monaco gezisi yazım için buraya tıklayabilirsiniz) Vatikan'dan sonra 2. küçük ülke olan Monaco'yu da gezmek için yarım gün yeterli.
Bir diğer günümüzde ise St.Tropez ve Cannes'da gezdik. St. Tropez'e ulaşım Fransız Rivierası olarak adlandırılan sahil boyunca yer alan diğer yerleşim yerlerine göre biraz daha zor. Çoğuna tek bir trenle ya da otobüsle ulaşırken, St. Tropez'e direkt bir ulaşım aracı ne yazık ki yok. Nice - St . Raphael arası otobüs ya da trenle, St. Raphael'den ise otobüs ya da tekne ile St. Tropez'e gidilebilir. Ayrıca Nice'den kalkan gemilerle de ulaşmak mümkün, mevsime bağlı olarak. Biz trenle Nice'den St. Raphael'e gidip, tren istasyonunun hemen arkasından 7601 no'lu otobüsle St. Tropez'e ulaştık. (St. Tropez gezi yazım için buraya tıklayabilirsiniz) Yazın çok kalabalık olan ve trafiğin yoğun olduğu, St. Tropez, gittiğimiz mevsim nedeniyle çok sakindi. St. Tropez'i gezip, bir yemek molasından sonra trenle Cannes'a geçtik. ( Cannes gezi yazım için buraya tıklayabilirsiniz)
Bir diğer gün de ise dünya parfüm endüstrisinin merkezi olan, lavanta, mimoza, yasemin ve gül bahçeleriyle çevrili Grasse'a gittik. Nice'den Lignes d'Azur'un 500 no'lu otobüsüyle yaklaşık 1 saat 20 dakikada ulaştık. (Grasse gezi yazım için buraya tıkayabilirsiniz)
Fransız Rivierası seyahatimizde, biz bu yerleri gezmeyi tercih ettik. Siz seyahat sürenize bağlı olarak gezeceğiniz yerleri artırabilirsiniz. Çünkü gezip görmek için çok fazla alternatif var...